e
sv

Sessiz Çığlık: Pedofili! (Ensar Özer)

25 Mart 2018 15:39
avatar

Öğrenci Kürsüsü

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

İnsan duygu ve düşünceleriyle insandır. Her birey doğmadan önce anne rahminde çeşitli duygular kazanmaya başlar. Sevgi, korku, heyecan, mutluluk, üzüntü, şefkat gibi duygular; her insanın kalbine eşit bir şekilde ve en güzel halleriyle nakşedilmiştir. Duygular yaşamdan aldığımız tatlar ve lezzetlerdir. Fakat duygularımız zaman içinde değişir. Bu değişimleri, yaşadığımız çevre şartları ve başka insanlarla olan etkileşimimiz etkileyebilmektedir. Bazı insanlar ne yazık ki savaş ortamında doğup kötülük, korku, acı gibi duyguları geliştirirken bazıları ise tam tersine çok daha rahat , huzurlu ve barışçı bir ortamda doğup büyüyerek iyilik, mutluluk, sevgi gibi duygularını geliştirirler. Bir Psikoloji bölümü öğrencisi olarak bu yazıda sizlere duygularımızın da etkili olduğu psikolojik bir rahatsızlık olan ‘Pedofili’ hakkında kısa bir şeyler söyleyeceğim. Öncelikle Pedofilinin ne olduğunu bilmeyenler için kısa bir tanım yapmak istiyorum: Pedofili yada sübyancılık , yetişkin bir kimsenin ergenlik öncesi veya ergenliğe yeni girmiş çocukları cinsel açıdan çekici bulmasına neden olan psikoseksüel bir rahatsızlıktır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere bu hastalığın temelinde psikolojik problemler büyük ölçüde rol oynar. Daha çok erkek erişkinlerde görülen pedofili, nadiren de olsa, kadınlarda da görülebilir. Son zamanlarda dünya genelinde özellikle ülkemizde sayısı gittikçe artan ve birçok insanın tepkisine yol açan Pedofili cinayetleri hakkında birçok müdahaleler olmuş ve bunun beraberinde eleştiriler de hızla çoğalmıştır. Bu eleştiriler beraberinde bir soruyu da getiriyor : Pedofili suç mu yoksa hastalık mı ?
Pedofilinin suç mu yoksa hastalık mı olduğu yıllardır tartışılan bir konudur. Uzmanlara göre sağlıklı bir ruhun bu eğilime sahip olması mümkün değildir. Diğer bir deyişle, pedofili esasında bir hastalık. Ancak tedavisi oldukça zor bir hastalık. Bir başka açıdan ise pedofili hastalık olmakla birlikte birçok hukuk sisteminde sanık lehine cezai indirimin uygulanmadığı ağır bir suç olarak da tanımlanabilir.Elbette pedofilinin bir hastalık olması bu insanların yaptıklarını meşru kılmayı ve normal birşeymiş gibi görmeyi gerektirmiyor.
Daha önce de yapılan araştırmalara göre pedofilinin altında yatan etkenlerden birisinin de hastanın küçük yaşlarda çevresi tarafından cinsel istismara uğraması, aile içinde görmüş olduğu şiddet ve sürekli dışlanması olduğu açıklanmıştır. Pedofilik bireylerin aile içinde ve dışında sosyal ilişkileri kısıtlı daha çok içe kapanık, eşi ya da ailesiyle sıcak ilişki kuramayan psikopatik, psikoseksüel ve sosyal açıdan olgunlaşmamış kişilik özelliklerine sahip oldukları uzun yıllardır belirtilmektedir. Pedofilik bireylerin eylemlerini yaptıkları ortalama yaşlarının 40-70 yaş arası olduğu gösterilmiştir. Pedofili bireylerin büyük çoğunluğu erkeklerdir. Çocuğun cinsel istismarı, sözel istismar, cinsel organlarını gösterme, çocukları soyma ve seyretme, cinsel ilişkiye veya mastürbasyona tanık etme gibi çok çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir.
Peki cinsel istismara uğrayan çocukların tepkisi nasıldır? Çocuklar kolayca güven duydukları, kolayca korkutulabildikleri ve kandırılabildikleri için istismara çok açıktırlar. İstismar eden kişi yakınları ya da akrabaları ise istismarcı tehdit etmişse, korkarak kimsenin onları anlamayacağını veya inanmayacağını düşünür bunu gizli tutarlar. Aynı zamanda anne babalarının ve sevdiklerinin gözünde değerlerini yitireceğini düşünür ve gizli tutarlar. Bazen çocuğun yaşı çok küçükse zaten bunu anlayacak kapasitede olmadığı için gizli kalır. Çocukların çoğu istismardan dolayı kendini sorumlu hisseder veya eylemi yapan kişiye bağlılıklarından dolayı cezalandırılmasını istemezler.Çocuklar da bu cinsel istismardan dolayı ağır travmalar yaşarlar ve bu travmaları da ömür boyu unutamazlar. Yapılan araştırmalar özellikle erkek çocukların ilerde istismarcı olma risk taşıdığını belirtmektedir. Çünkü istismarcıların birçoğu ergenlik öncesi dönemde istismar edilmiştir. İstismara uğrayan çocukları bekleyen diğer risk ise alkol ve madde bağımlılığıdır.

Bir diğer önemli sorulardan biri de çocuklarımızı cinsel istismardan nasıl koruyabiliriz? Bu sorunun cevabını birkaç madde ile açıklayacağım:
-Çocuğunuzun yakınında olan kişilere özelliklere çocuğunuza yoğun ilgi gösteren yetişkin kişilere karşı dikkatli olun.
-Çocuğunuzla iyi ilişkiler kurun , iletişiminiz güçlü olsun. Eğer çocuğunuzla iletişim sorununuz varsa profesyonel destekle ilitişiminizi geliştirin.
-Çocuğunuzun yakın arkadaşlarıyla iletişim içinde olun ve son zamanlarda garip davranışları var mı diye arkadaşlarından bilgi alın .
-Çocuğunuzun ne tür insanlarla vakit geçirdiğini takip edin.
-Çocuklarınızın davranışlarını gözlemleyin ve doğru bir şekilde konuşmaya çalışın.
-En önemlisi de çocuğunu bilinçlendirin.Güzel bir eğitim verdiğiniz sürece çocuğunuz çok daha bilinçli bir birey olacaktır.

Ne yazık ki son zamanlarda sıkça duyduğumuz gibi pedofilinin ve buna bağlı olarak da çocuk ölümlerinin arttığını görüyoruz. Çocuk gelinlerin de aslında pedofili olduğunu ve bunu resmileştirmeye çalışan zihniyetlere karşı da sessiz kalmamamız gerektiğini de vurgulayalım. Pedofili çok ağır bir suç ve hastalıktır .Sadece insanları suçlamakla sorun çözülmez. Ağır cezaların caydırıcı bir tarafının olmasının yanında tedaviyle de bu sorunu binevi azaltabiliriz. Asıl dikkatli olması gerekenler bizleriz. “ÇOCUKLARIN TACİZDEN KORUNMASININ YOLU, ÇOCUĞUN BİLGİ SAHİBİ OLMASIDIR…”

 

Ensar ÖZER – Nişantaşı Üniversitesi / Psikoloji

okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI

Sıradaki içerik:

Sessiz Çığlık: Pedofili! (Ensar Özer)